3 Aralık 2010 Cuma

şarap hakkında yeni araştırma

Haber Kayra'dan, paylaşayım bilginiz olsun dedim.

"Diş Çürümesine Karşı Şarap

Mâkul miktarda tüketildiğinde şarabın çeşitli hastalıklara karşı engelleyici etkisi olduğu, hatta genel sağlık üstünde olumlu sonuçlar doğurabildiğine dair çeşitli araştırma verileri bulunmakta.

Bu araştırmaların en yenilerinden biri, şarabın etkisinin pek incelenmediği diş sağlığı üstüne yapıldı. Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından yapılan çalışmada şarabın içinde bulunan bileşenlerin diş çürümesine karşı koruyucu / geciktirici etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmış.

 Şekerli gıdalardan beslenen bakterilerin çürümeye neden olduğunu belirten araştırmacılar, şarabın bu bakterilerin kendilerini korumak için oluşturdukları ve diş plağında bulunan yapıları ortadan kaldırmaya yardımcı olduğunu ve böylece dolaylı olarak çürüklere karşı etkili olduğunu tespit etmiş bulunuyorlar."

30 Kasım 2010 Salı

Güzel Müzik

Jazz müziğini sevenler 
Aşağıdaki linki tıkladığınızda çok geniş menüsü ile 
karşınıza çıkıyor, özellikle bilgisayarları başında çalışmakta olanlara 
beğenecekleri jazz performansı seçenekleri veriyor.
 24 saat kesintisiz.
 Tavsiye ederim, beğeneceksiniz 
Keyifli dinlemeler.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Macallan

Haber Kayra sitesinden,

Macallan'ı 170.000 Kişi Tattı

İskoçya'nın en ünlü single malt viski markalarından biri olan Macallan, yaklaşık bir yıldır sürdürdüğü tadım programıyla İngiltere'de 170.000 kişiye ulaştı.

Speyside bölgesinde üretilen, tarihi iki yüz yıla yaklaşan Macallan bu tadım programında gezici bir bar kullanma yolunu seçerek tüketicinin ayağına gitmeyi hedeflemiş. Farklı organizasyon ve markalarla işbirliğine girerek çeşitli etkinliklerde yer alan gezici bar sayesinde değişik kesimlerden tüketicilere ulaşan firma yetkilileri, Macallan'ın tadımdan satın almaya dönme oranının yüksek olduğunu belirtiyorlar.

Damıttığı viskileri Şeri fıçılarında yıllandırmasıyla ünlü olan Macallan'ın bu girişimi, başta İskoç (Scotch) viskileri olmak üzere dünya genelinde viski markalarının her geçen gün yenilikçi tanıtım yolları aradığının en somut göstergelerinden biri olarak kayıtlara geçmiş oldu.

3 Ekim 2010 Pazar

Sonbahar için güzel bir et yemeği

Lezzetli bir et yemeği tarifi vereyim...


 Gerekli malzeme:

  • 6 adet dana antrikot ( lütfen iyi bir kasaptan alın ve antrikotta yağın mermer damarı gibi dağılmış olmasına dikkat edin, başka etlerle yapmanızda sorumluluk sizin.
  • yarım kilo arpacalık soğan
  • 3 iri baş sarmısak
  • yarım bardak sızma zeytin yağı
  • 50 gr tereyağı
  • bir kaç dal biberiye
  • bir tatlı kaşığı şeker
  • kendinize göre tuz
  • bir yemek kaşığı çok kalın çekilmiş kara biber. ( gerekirse tane karabiberi havanda dövün)
İki baş sarmısağı hafifçe ezin, tencerede yağları ve sarmısakları yakmadan biraz gezdirip sarmısakları alın. 
Daha sonra aynı tencereyep arpacık soğanlarını ( lüften muhakkak arpacık soğanı kullanın) karamelize edin (şekeri burada ilave edebilirsiniz)(telaş edip soğanları yakmayın sakın) . 
Bir baş sarmısağı da ikiye bölüp içine atın. Bir başka tavada antrikotları az yağda yüksek ateşte iyice dağlayın ( buna mühürleme denir). daha sonra bunları soğanların buşunduğu tencereye koyun. 
Üzerlerine biberiyeleri koyun, tuz karabiber ve şarabı ekleyin. Kapağını kapatın
En az 1.5 genellikle iki saat kadar  hafif ateşte ağır ağır pişirin. Son beş dakikada kapağı açın...
Sabrınızın muhteşem meyvesini alacaksınız.

1 Ekim 2010 Cuma

Scotch Viski Avrupa'da Geriliyor

 
Haber  büyük keyifle okuduğum Kayra Wine center'den,

Uluslararası içki markası Diageo'nun viski bölümü başkanı tarafından verilere göre, Avrupa'daki Scotch viski satışları son bir yılda 2% oranında düştü.

Drink Business dergisine konuşan David Gates, bu düşüşün temel olarak Yunanistan ve İspanya'daki ekonomik krizlere bağlı olduğunu, her iki ülkede de işsizlik oranlarının yüksek olması ve insanların harcamalarını kısıtlamalarının Avrupa genelindeki satış rakamlarını aşağı çektiğini ifade etti.

İngiltere'deki piyasanın da bir süredir durgunluk içinde olmasından ötürü Scotch pazarının toplamda aşağı yönlü bir seyir içinde olduğunu da ekleyen Gates, orta vadede bir toparlanma beklediklerini ekledi.

Viskinin bir önceki nesil tarafından üstüne yüklenen eski ve ağır imajından kurtulması ve yeni bir viski tüketicisi neslin oluşmaya başlamasıyla daha geniş bir kitleye ulaşacağını da belirten Gates, viski üretiminin en önemli aşamalarından biri olan ve çoğu zaman göz ardı edilmesine karşın büyük özen ve beceri isteyen bir süreç olan harmanlamanın (blending) altının daha fazla çizilmesinin önemine de değindi.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Slow Food

Malumunuz slow food hareketi ile yakından ilgiliyim ve de üyeyim
aşağıdaki linki tıklarsanız Jamie'nin güzel fikirlerine ulaşabilirsiniz...

http://multimedia.slowfood.com/index.php?lng=2&method=multimedia&action=zoom&id=44162

24 Ağustos 2010 Salı

Kit Kat

İnsan belli tadlarla sınırlı kalmamalı, lezzet konusunda açık olmalı, elbette bunun için damak zevkinizi evrenselleştirebilme yeteneğinizin ve tabi açık fikirliliğinizin olması gerekiyor.
Ayrıca dogmatik sınırlamalar da üzerinizde etkin olabilir... 
Kendi çevrenizde olan tadlar elbette hoştur, ayrıca alışkanlıklardan kaynaklanan tembellikle başka tadları denememe, kabul etmeme, aşağı görme gibi avam halleride mevcuttur. 
Denenen tadların hepsini beğenmek mecburiyeti yoktur ancak bu tadlar hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemli bir ferdi hususiyet olmalı.
Süzgeçe bu defa bir Nestle Kit Kat takıldı.
Japonya'dan sevgili Serrose getirmiş. Bu aburcuburun özellilği vasabili olması. Hem çikolata hem vasabi nasıl olur? diyeceksiniz, elbette suşi de yediğiniz gibi bir acı değil beyaz çikolata ve bildiğiniz Kit Kat konsepti mevcut ancak hafif bir vasabş tadı de geliyor. Tadların hiç biri dominant değil, dolayısı ile keyifli bir karışım.
Ben beğendim, son derece değişik bir tad oldu benim için...
Çok mersi Serrose.. 

15 Ağustos 2010 Pazar

Sevdiğim bir şarap PİNOT NOİR


Kırmızı Bourgogne şarabıdır muhteşem Pinot Noir..


Safkan bir Fransızdır ancak Avrupa’da Fransa dışında tat olarak tatmin edici pek az Pinot Noir şarabı vardır. İtalya’dakilerin en iyileri Güney Tirol’de yetişir. Bunlar güzel renkli, tatlı, ferahlatıcıdırlar ve az tanen içerirler, ama tatları daha az çekicidirler. Dünyanın en iyi Pinot Noir’ları hiç tartışmasız Bourgogne’un “Altın Bayırı” olarak adlandırılan güneydeki Côte-d’Or da yetişir.

Balon kadehlerde servis edilir yukarı doğru kapanan ağızları ile, Pinot Noir üzümünün nefasetini yansıtan bu narin ve kırılgan şarapların, çabuk kaybolabilen meyvemsi ve çiçeksi aromasını kadehin içinde tutar, dengeli bir havalanma sağlar bu kadehler....Nisbeten yüksek olan alkol oranı bu geniş hazne sayesinde buharlaşır şarap yumuşar lezzetine doyum olmaz..

 Pinot Noir şaraplarının çoğu on yılda içime hazır olurlarlarsa da daha erken içilebilenleride vardır. Bitkimsi bir burukluk, bazende yabani bir koku karakteri taşırlar. Bu koku, tatlı ve çürük, ferahlatıcı ve is çağrışımlı bir karışımdır. Olgun şarapları tatlıdır ama şekerimsi değildirler. Nitelik olarak ipeğimsi ve eskitilmesine rağmen hala tazeliğini koruyan bir özelliktedir. 


11 Ağustos 2010 Çarşamba

konyak (cocnac) - Kanyak

Konyak - Kanyak
İçki kültürü nakıs bazı zevat, bazen pek havalı olarak "kanyak" ister yemekten sonrası faslında.
Ya da kebapçı garsonu "kanyak" ikram etmek ister...
Komik ötesi tabir, Türkiye haricinde bilinmeyen bir içki "kanyak", aslına bakarsanız geçmişte ( hala var mı bilmem) Tekel tarafından üretilen pek te hoş olmayan bir brendi ( brandy) idi ve umumiyetle ucuz ve kötü bir şişede ve hatta cep şişesinde satılırdı... Her halde Kan yakıcı falan demek oluyor.... Son derece kötü bir içkiydi....

Genelde konyak olarak adlandırılan brendiler çok çeşitli ve ancak bunlardan sadece Cocnac bölgesinde üretilenlere konyak denilir.....

Bilgi Kayra'dan,

İsmini Hollandaca brandewijn (yanık şarap) kelimesinden alan brendi, şarap damıtılarak elde edilen içkilerin üst kategorisidir. Bu kategoriye, Fransa’nın Cognac ve Armagnac bölgelerinin kendi isimleriyle anılan brendileri girdiği gibi, solera sistemiyle yıllandırılan ünlü İspanyol brendileri de girer. Bu en seçkin brendi türleri arasında çeşitli farklar bulunmakla birlikte, türü ne olursa olsun kaliteli bir brendi pek çok kişi tarafından “içkilerin kraliçesi” olarak kabul edilir.

COGNAC

Kendi ismiyle anılan brendisi dünyanın en iyisi olarak gösterilen Cognac bölgesi, Bordo’nun kuzeyinde yer alır ve Fransa’nın en büyük üçüncü bağ bölgesidir. Kayda değer miktarda brendi üretimi yapılan her yerde olduğu gibi, Cognac’ta da önce şarap vardı.

Üçüncü yüzyıldan beri şarap üretimi yapılan bölgenin brendi üretimine yönelmesi ise 15 ve 16. yüzyıllarda olmuştur. Uzun gemi yolculuklarının devri olan bu yüzyıllar, şarabın bu uzun seyahatlerde korunmasının güçlüğünden ötürü brendi ihtiyacının oluştuğu döneme tekabül eder. Şaraplar bozulmasın diye ve biraz da taşınan yükün hacmine göre alınan vergilerden kaçınmak için, şaraplar damıtılarak hem daha yüksek alkol derecelerine çıkartılıyor hem de taşınan yükün hacmi azaltılıyordu.

Cognac’ta üretilen brendiye en büyük talep Hollandalı tüccarlar, İngiliz ve İrlandalılardan geliyordu. Özellikle Britanya adalarından gelen talep ise, bazıları günümüzün de önemli markaları olan şu üreticiler tarafından karşılanıyordu: Augier, Delamain, Rémy Martin, Martell ve Hennessy

10 Ağustos 2010 Salı

NEYE HAYIR KİTAPÇIĞI

CHP'nin "HAYIR" kitapçığı, tıklayıp okuyabilirsiniz


http://www.chp.org.tr/Files/NEYE_HAYIR_KITAPCIK_Brosur.pdf

4 Ağustos 2010 Çarşamba

Nezaket

Toplumda gözle görülür bir nezaketsizlik mevcut. Belki de en büyük eksiklik nezaket.
Nazik  tavır ve davranışlar nerdeyse alay edilir oldu.. Ne hazin...
Oysa nezaket en önemli toplumsal kurallardan biridir ve öyle de olmalıdır...
Zira böylece karşılıklı saygı oluşur, birine duyulan saygı ise tüm olumsuzlukları engeller.
Gereksiz gerilimler ortadan kalkar ve insanların arasında gerekli olan mesafe oluşur.
Örneğin artık neredeyse, bir kapıdan girilirken hanımlara yol vermek gibi basit bir davranış bile kalmadı...
Hanımlar, bunu yanınızdaki beylerden bekleyin be hatta öyle olmasını nazikçe temin edin.
Yemek yeme zerafeti de kalmadı, belki de bunda fast food kültürünün önemli yeri var, ne yazık ki her türlü amerikan kültürünü benimserken onların bu nezaketsiz hallerini de banimsiyoruz. Yavaş, tane tane, ağız doldurmadan yemek. Yemeğe başlarken basada varsa bir büyüğü ya da bir hanımı beklemek nerede kaldı bunlar....
Nezaket özellikle politika ve devlet işlerinde de en önemli olgudur. Ancak nazik olanlar kibar davrananlar büyük olurlar aksi davranışta bulunanlar sıradan vasat varlıklar olarak kalırlar.
Bu gibi davrananlar nezaketi adet edinmiş kişilere monşer vesaire gibi sıfatlarla kendilerince alçaltıcı hitaplarla aslında bulundukları aciz hali beyan ederler... yazık onlara...
Oysa nazik ve kibar bir hanıefendi/beyefendi  toplumda zaten saygın bir yerdedir. Onun  geçici sıfatlara ve hatta paraya ihtiyacı yoktur.
Nazik olunuz, nezaket görünüz....

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Bénédictine D.O.M.



"Büyük Likör" denince akla ilk gelen içkilerin en önemlilerinden olan Bénédictine D.O.M. 500. yaşını kutluyor.

Bir Benedikten papazı olan Dom Bernardo Vincelli tarafından ilk olarak 1510 yılında şifalı bir iksir olarak üretilmiş olan, gizli tarifinde otuza yakın ot ve baharatın kullanıldığı bu özel içki tam beş asırdır gastronomi dünyasının önemli renklerinden biri olmayı sürdürüyor.

500. yaş kutlamaları kapsamında "The Black Monk" isimli özel bir seri ile sevenlerinin karşısına çıkan Bénédictine D.O.M. sıradışı lezzeti ve aromatik yapısı kadar ilginç tarihiyle de farklı bir konumda.

1510 yılında ilk kez Fransa’nın Normandiya bölgesinde bulunan Fécamp Manastırı'nda üretildikten sonra uzun süre kralların bile şifa kaynağı olarak gördüğü bu iksir, Fransız İhtilali'yle birlikte manastırın yıkılmasından sonra adeta kaybolmuştur. Bu kısa süreli kayboluş 1863 yılında, Alexander Le Grand isimli bir içki tüccarının orijinal reçeteyi bir sahafta bulması ve tekrar üretime geçmesiyle son bulmuştur.

Günümüzde halen orijinal tarifine oldukça yakın bir formülü olan Bénédictine D.O.M. damıtım ve maserasyon teknikleri bir arada kullanılarak üretiliyor.

1 Ağustos 2010 Pazar

Sn. Süheyl Batum'un AKP Anayasası hakkındaki düşünceleri

Muhterem Suheyl Batum'un bir anayasa dersi değerindeki notlarını bilgilerinize sunuyorum, lütfen okuyunuz ve mümkün olduğunca okunmasını temin ediniz....Bu kıymetli bilgilerin elime geçmesini sağlayan aydın insan Sevgili Bedri Baykam'a çok teşekkür ederim....




 AKP   ANAYASA'SINA    “HAYIR”

            PEKİYİ NEDEN HAYIR ?

1) DEMOKRASİLERDE ANAYASA NEDEN ÖNEMLİDİR?



ÖNEMLİDİR ÇÜNKÜ TOPLUMUN, TOPLUMDAKİ DEĞİŞİK GRUPLARIN,

KATMANLARIN İSTEKLERİNİ YANSITIR. ONLARIN AYRI AYRI HAKLARINI KORUR.



İŞÇİLERİN HAKLARINA YER VERİR.

SENDİKALARIN HAKLARINA YER VERİR.

SENDİKASIZ ÇALIŞTIRILANLARIN,

EMEKLİLERİN,

İŞVERENLERİN,

KADINLARIN

ÇOCUKLARIN,

ENGELLİLERİN,

DEĞİŞİK MEZHEPLERDEKİ YURTTAŞLARIN,

ÖĞRENCİLERİN,

KÜÇÜK ESNAFIN,

YARGININ,

BASIN EMEKÇİLERİNİN,

GAZİLERİN VE BU ÜLKE İÇİN CANINI VERMİŞ ŞEHİT AİLELERİNİN

TEKEL İŞÇİLERİNİN,

ÇİFTÇİLERİN,

TARIM KESİMİNDE ÇALIŞANLARIN HAKLARINI KORUR.



2) ANAYASA BUNU NASIL YAPAR?



                        ŞÖYLE YAPAR, ANAYASAYI YAPARKEN, TÜM BU GRUPLARI VE ONLARIN TEMSİLCİLERİ ÇAĞRILIR, GÖRÜŞLERİ ALINIR, TALEPLERİ ALINIR.

           

ANAYASA BU TALEPLERİN TÜMÜNE YER VEREBİLDİĞİ ORANDA DEMOKRATİK BİR ANAYASA OLUR.

           

VE ANAYASA,  ANCAK BÖYLECE BİR “TOPLUM SÖZLEŞMESİ” OLUR.





3) AKP  ANAYASASI BÖYLE Mİ YAPILDI?



                        HAYIR. AKP TEK BAŞINA ANAYASAYI YAPTI.

                        HİÇBİR  PARTİNİN GÖRÜŞLERİNİ ALMADI.

                        TÜM SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE  “ÜÇ GÜN SÜRE” VERDİ.

                        CHP'NİN “ÜÇ MADDEYİ AYIRIP, DİĞERLERİNİ BERABER OYLAMA” ÖNERİSİNE CEVAP BİLE VERMEDİ.

                        BUGÜNE KADAR YAPILAN TÜM ÇALIŞMALARA, DİĞER PARTİLER YA DA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ TARAFINDAN HAZIRLANAN TASLAKLARA DÖNÜP BAKMADI BİLE. 





4) ANAYASA BİR TEK PARTİ TARAFINDAN YAPILABİLİR Mİ?



                        HAYIR. ÇÜNKÜ O ZAMAN “TOPLUM SÖZLEŞMESİ” OLMAZ. ANCAK  “PARTİ ANAYASASI” OLUR. “AKP  ANAYASASI  OLUR”.



5) AKP'NİN İDDİA ETTİĞİ GİBİ, 1982 ANAYASASI, İLK KEZ Mİ DEĞİŞTİRİLİYOR?



                        KESİNLİKLE HAYIR. 1982 ANAYASASI, BUNDAN ÖNCE TAM 16 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ. BU SONUNCUSU İSE, 17İNCİ DEĞİŞİKLİK OLUYOR. YANİ DARBE ANAYASASINI İLK KEZ DEĞİŞTİRDİKLERİ TAM BİR “YALAN”, TAM BİR “GÖZ BOYAMACA”.



                        ÜSTELİK BU DEĞİŞİKLİKLERİN YEDİ TANESİ, DAHA AKP İKTİDARA GELMEDEN YAPILMIŞTI.

                        HEM DE O DÖNEMDE TBMM'DE BULUNAN TÜM SİYASAL PARTİLERİN KATILIMLARI İLE. 

                         

                        YANİ AKP'NİN  VE YANDAŞ AYDINLARIN(!) İDDİA ETTİĞİ GİBİ, 1982 ANAYASASI, İLK KEZ DEĞİŞTİRİLMİYOR.

                        BUNDAN ÖNCEKİ DEĞİŞİKLİKLER DE YİNE AYNI KİŞİLERİN İDDİA ETTİKLERİ GİBİ “MAKYAJ NİTELİĞİNDE” DEĞİŞİKLİKLER DEĞİL.



                        AKP İKTİDARININ BUNLARI BİLMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL. BU KADAR “BİLGİSİZ” OLUNMASI MÜMKÜN MÜ SİZCE? PEKİYİ “BİLGİSİZLİK YA DA HAFIZA KAYBI” DEĞİL İSE, BU İDDİANIN NEDENİ NE OLABİLİR ACABA?





6) SON DEĞİŞİKLİKLERE KARŞI ÇIKILMASININ NEDENİ AKP'NİN YAPMASI MI?





BUNA DA KESİNLİKLE HAYIR. AKP İKTİDARI, BUGÜNE KADAR TAM 9  

KEZ ANAYASAYI DEĞİŞTİRDİ. BU SON YAPILAN DA 10. CUSU OLUYOR.



                        VE BUGÜNE KADAR YAPILAN BU 10 DEĞİŞİKLİKTEN SADECE 3 TANESİ TOPLUMDA TARTIŞMA YARATTI. ÇÜNKÜ ÜÇÜ DE, DİĞER SİYASAL PARTİLERİ, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİ VE TARTIŞMALARI DİKKATE ALMADAN, TAMAMEN “BASKICI BİR ANLAYIŞ” VE “BENİM ÇOĞUNLUĞUM VAR, HER İSTEDİĞİMİ YAPARIM” MANTIĞI İÇİNDE YAPILMIŞTI. 

                       

YANİ TAMAMEN DEMOKRASİ DIŞI BİR ANLAYIŞ İLE YAPILMIŞTI. AYNEN ŞİMDİ TARTIŞTIĞIMIZ SON DEĞİŞİKLİK GİBİ.





7)  ANAYASANIN İÇİNDE NELER OLMALIDIR? 



                        ANAYASAYA BAKARSINIZ. ANAYASANIN İÇİNDE, O GÜNE KADAR TARTIŞILMIŞ, SORUN YARATMIŞ, TOPLUMDA İHTİYAÇ OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞ TÜM TALEPLER ÇÖZÜM BULMALIDIR.



BUNUN İÇİN ÖNCESİNE BAKARSINIZ, O GÜNE KADAR NELERİ TARTIŞMIŞSINIZ, NELER TOPLUMDA SORUN YARATMIŞ, NELER SIKINTI YARATMIŞ.



İŞTE “DEMOKRATİK ANAYASA” TOPLUMUN TARTIŞTIĞI TÜM BU SORUNLARA ÇÖZÜM BULMALIDIR. 





8) PEKİYİ TÜRKİYE'DE BUGÜNE KADAR NELER TARTIŞILDI?



                        KISACA SIRALAYALIM;



                        DOKUNULMAZLIKLAR,

                        CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ

                        KADIN HAKLARI,

                        PARTİLERİN İÇ İŞLEYİŞLERİNİN DEMOKRATİK OLMAMASI,

                        LİDER SULTASI,

                        YÖK,

                        YARGININ DOSYA ÇOKLUĞU NEDENİYLE GEÇ   İŞLEMESİ,

                        YOLSUZLUKLAR,

                        ALEVİLERİN HAKLARI,

                        ETNİK KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZIN KÜLTÜREL HAKLARI

                        SENDİKAL HAKLAR,

                        GREV HAKKININ SINIRLARI,

                        YÜZDE 10' LUK  İNSAFSIZ SEÇİM BARAJI

                        KÜLTÜREL HAKLAR,

                        HSYK'DA BAKAN'IN VE MÜSTEŞAR'IN YER ALMALARI.



            İŞTE TÜM BUNLAR, 1982'DEN BU YANA TARTIŞILDI. VE TÜM PARTİLERİN, SİYASAL GRUPLARIN, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN TALEPLERİ OLARAK ORTAYA ÇIKTI.



            BU SORUNLARIN TÜMÜ “DEMOKRATİK BİR ANAYASA’DA” YER BULMALIDIR.  BU YOLLA BİR “TOPLUM SÖZLEŞMESİ” OLMASI GEREKEN ANAYASA’LAR HALKIN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.





9) AKP  ANAYASASI BU TALEPLERE YER VERİYOR MU?



                        HAYIR. HİÇBİRİNE YER VERMİYOR.

                       

                        AKP  ANAYASASINDA NE DOKUNULMAZLIKLAR SINIRLANMIŞ,

                        NE PARTİLERİN İÇ İŞLEYİŞİ İLE İLGİLİ BİR DÜZENLEME VAR,

                        NE YÖK DEĞİŞTİRİLMİŞ,

                        NE KADINLARA KOTA GETİRİLMİŞ,

                        NE SENDİKALARA BİR HAK GETİRİLMİŞ,

                        NE İŞÇİLERİN İNSANCA YAŞAM HAKLARI GÜVENCEYE ALINMIŞ,

                       

                        AKP ANAYASASI, BUNLARIN HİÇ BİRİNE YER VERMİŞ Mİ? HAYIR

                        BUNLARIN HİÇ BİRİ YOK.



10) BUNLARIN YERİNE AKP  ANAYASASINDA NE VAR?



                        BUNLAR YERİNE SADECE HER ZAMAN YAPTIKLARI GİBİ, YAPAY SORUNLAR VE YAPAY BİR GÜNDEM YARATMAK VAR.

                        SADECE “GÖZ BOYAMACILIK” VAR. “HAK GETİRİYORUZ” GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA “HİÇ BİR HAK, ÖZGÜRLÜK, YENİLİK” GETİRMEMEK VAR.



                        BİR TEK “AKP İKTİDARININ YARGIYA TEK BAŞINA EGEMEN OLMASI” VAR. ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNİN TAMAMINI  İKİ KİŞİNİN SEÇMESİ VAR. ABDULLAH GÜL VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN TÜM ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNİ SEÇMESİ VAR.



                        YOLSUZLUK BATAĞINA BATMIŞ AKP’NİN SORUMLULUKTAN VE HESAP VERMEKTEN KURTULMAK AMACIYLA KENDİ YARGISINI OLUŞTURMA ÇABASI VAR.



YANİ  TÜPRAŞ

TÜRK TELEKOM

SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUM

BALIKESİR SEKA

SABAH/ ATV

AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ GİBİ BİR ÇOK YOLSUZLUKTAN

DOLAYI  İLERİDE KENDİLERİNİ  YÜCE DİVAN OLARAK YARGILAYACAK MAHKEMENİN TÜM ÜYELERİNİ KENDİLERİNİN SEÇMESİ VAR.



                        BÖYLECE YÜCE DİVAN'DAN KAÇMA YOLU VAR. 



11) ANAYASA MAHKEMESİ ve HSYK İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER YARGIDAKİ PROBLEMLERİ ÇÖZMEYE YÖNELİK DEĞİŞİKLİKLER MİDİR?

KESİNLİKLE HAYIR. ÜSTELİK BU YENİ DÜZENLEME, 12 EYLÜL DARBE ANAYASASINDAN BİLE DAHA GERİDİR.



NEDEN Mİ?  BU DÜZENLEME İLE ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİNİN TAMAMI ABDULLAH GÜL VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN TARAFINDAN SEÇİLECEKTİR. BÖYLELİKLE İLERİDE KENDİLERİNİ YÜCE DİVAN OLARAK YARGILAYACAK MAHKEMENİN TÜM ÜYELERİNİ KENDİLERİ SEÇMİŞ OLACAKTIR.

ÜSTELİK  ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİ ARASINDA, ESKİDEN 11 ÜYEDEN 4 TANESİ, TAMAMI İLE YÜRÜTMENİN TAKDİRİNE YANİ MUTLAK TERCİHİNE BIRAKILMIŞTI.

BUGÜNKÜ DÜZENLEMEDE İSE, 17 ÜYEDEN 10 TANESİ İKTİDARIN MUTLAK TAKDİRİNE BIRAKILMIŞTIR.   YANİ ÜYELERİN ÇOĞUNLUĞU.



NASIL MI?



4 ÜYE TAMAMEN CUMHURBAŞKANININ TAKDİRİNDEDİR.

3 ÜYE YİNE CUMHURBAŞKANININ SEÇTİĞİ YÖK'TEN GÖNDERİLMEKTEDİR.

3 ÜYE TBMM'DE OY ÇOKLUĞUYLA YANİ İKTİDAR PARTİSİNCE SEÇİLMEKTEDİR.



            BU SİZCE TESADÜF  MÜ?  AKP NE YAPTIĞINI BİLMİYOR MU?



            ESKİDEN YÖK'E KIZARKEN, ŞİMDİ GÖNDERDİĞİ ÜYE SAYISINI NEDEN ARTTIRMIŞ DERSİNİZ? NEDEN 1 ÜYEDEN ŞİMDİ 3 ÜYEYE ÇIKARMIŞ SİZCE?    





ÜSTELİK 1982 ANAYASASINDAN GERİYE GİDİŞ BUNUNLA DA SINIRLI DEĞİL.



AYRICA, HSYK’YA İLİŞKİN OLARAK DA; ADALET BAKANI İLE MÜSTEŞARI, YENİ DÜZENLEMEDE DE HSYK’DA YER ALMAKTADIR.



BUNUN YANI SIRA AYRICA, 



1-KURULUN BAŞKANI ADALET BAKANIDIR.

            2-ADALET BAKANLIĞI MÜSTEŞARI DOĞAL ÜYEDİR.(MÜSTEŞARI BAKAN ATAMAKTADIR)

            3-KURULUN YÖNETİMİ VE TEMSİLİ KURUL BAŞKANINA AİTTİR.(BAŞKAN ADALET BAKANIDIR.)

            4-HAKİM VE SAVCILARIN DENETLENMESİ,HAKLARINDA İNCELEME VE SORUŞTURMA İŞLEMLERİ HSYK BAŞKANININ OLURU İLE (ADALET BAKANI’NIN) KURUL MÜFETTİŞLERİNE YAPTIRILMAKTADIR.

            5-HSYK GENEL SEKRETERİ KURUL BAŞKANI (ADALET BAKANI) TARAFINDAN ATANMAKTADIR.

            6-ADALET BAKANLIĞININ  MERKEZ VE BAĞLI KURULUŞLARDA GEÇİCİ VE SÜREKLİ OLARAK ÇALIŞTIRILACAK HAKİM VE SAVCILAR İLE ADALET MÜFETTİŞLERİNİ ATAMA YETKİSİ ADALET BAKANINA AİTTİR.



OYSA TÜM BU DÜZENLEMELER NEDENİYLE 1982 ANAYASASI, BUGÜNE KADAR ELEŞTİRİLMİŞTİR. BU DÜZENLEMELERİN “YARGI BAĞIMSIZLIĞINA AYKIRI OLDUĞU” KABUL EDİLMİŞTİR.  AVRUPA NORMLARINA AYKIRI OLDUĞU TÜM RAPORLARDA AÇIKÇA İFADE EDİLMİŞTİR.



ÜSTELİK KESİNLİKLE, BU DEĞİŞİKLİKTE, 1982 DARBE ANAYASASININ KOŞULLARINDAN BİLE GERİ GİDİŞ VAR.



NASIL MI? ESKİDEN ADALET BAKANININ YARGIÇLAR YA DA SAVCILAR HAKKINDAKİ SORUŞTURMA AÇMA YA DA AÇMAMA KARARLARINA KARŞI “YARGI YOLUNA” GİDİLEBİLİYORDU. BU DEĞİŞİKLİKLE İSE, BU KARARLARA KARŞI YARGI YOLU TAMAMEN KAPATILMIŞ.



NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ YENİ DÜZENLEMEDE ADALET BAKANI “SORUŞTURMA İZNİNİ, ADALET BAKANI OLARAK DEĞİL, KURUL BAŞKANI OLARAK VERİYOR. VE KURUL'UN  TÜM  KARARLARINA  (İHRAÇ HARİÇ) KARŞI  YARGI YOLU KAPALI. YENİ DEĞİŞİKLİK BÖYLE SÖYLÜYOR.



ŞİMDİ BU DÜZENLEME, ESKİSİNDEN GERİ DEĞİL Mİ? AKP İKTİDARI BUNU BİLMİYOR MU?  FARKINA VARMADAN MI  BUNU HAZIRLAMIŞ?



GERÇEK BU İKEN, BUGÜN AKP İKTİDARI ‘AVRUPA STANDARTLARINDA YARGI REFORMU YAPIYORUZ’ DİYEREK HALKIMIZI ALDATMAKTADIR.







12) AKP  KADINLARA POZİTİF AYIRIMCILIK GETİRDİĞİNİ İDDİA EDİYOR



                        KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL.



                        SADECE “BU MAKSATLA ALINACAK TEDBİRLER, EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI SAYILAMAZ” DİYE BİR İBARE EKLENİYOR. BU NE ANLAMA GELİYOR?



                        HANGİ TEDBİRLER? İLERİDE ALINACAK TEDBİRLER. PEKİYİ SÜRESİ NE “BU TEDBİRLERİN”? YANİ NE ZAMAN ALINACAK BU TEDBİRLER?

                        BELLİ DEĞİL, “ALINACAK” DEMİŞ YA. PEKİYİ HAZIR ANAYASA DEĞİŞTİRİLİYOR, NEDEN ŞİMDİ, HEMEN DEĞİL DE, “İLERİDE ALINACAK TEDBİRLER”



                        BÖYLE BİR POZİTİF AYIRIMCILIK OLUR MU? ÖRNEĞİN KADINLAR BU DÜZENLEMEDEN SONRA TBMM'DE NE KADAR ORANDA TEMSİL EDİLECEK? PEKİYİ YA DİĞER ÖRGÜTLERDE?

                       

ÇÜNKÜ ANCAK “KADINLAR VE ERKEKLERİN TEMSİL ORANLARINI BELİRLEYEN BİR KOTA”, KADINLAR İÇİN GERÇEK BİR ‘POZİTİF  AYIRIMCILIK GETİRİR. VE BU NEDENLE KADINLAR “KOTA UYGULAMASI” İSTİYORLAR. “İLERİDE ALINMASI DÜŞÜNÜLECEK TEDBİRLER” DEĞİL.



AMA MAALESEF AKP DEĞİŞİKLİĞİNDE BÖYLE BİR ORAN YOK. ÇÜNKÜ “GERÇEK BİR POZİTİF AYIRIMCILIKTAN” SÖZ EDEN YOK.





13 ) AKP  “MEMURLARA TOPLU SÖZLEŞME HAKKI” GETİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR



                        KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL.



                        ESKİ DÜZENLEMEDE YER ALAN “TOPLU GÖRÜŞMENİN” ADI TOPLU SÖZLEŞME YAPILMIŞ O KADAR.



                        PEKİYİTOPLU SÖZLEŞME YAPILMASI SIRASINDA” MEMURLAR İDARE İLE UZLAŞIRLARSA İŞ TAMAM, AMA YA UZLAŞMAZLARSA? 

                        AKP ANAYASASI ŞÖYLE DİYOR; “UYUŞMAZLIK ÇIKMASI HALİNDE TARAFLAR KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULUNA BAŞVURABİLİR”. NASIL BİR KURUL BU? BÜROKRATLARDAN OLUŞAN BİR KURUL. YANİ MEMURLAR İDARE İLE ANLAŞAMAZLARSA, İDARE'NİN KURDUĞU “HAKEM KURULU” KARAR VERİYOR.

                        PEKİYİ NASIL BİR SÖZLEŞME BU? SONUCU YİNE İDARE'YE BAĞLI.



                        ACABA “KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULU'NUN” KARARLARINI BEĞENMEZLERSE, MEMURLARIN YARGIYA GİTME HAKLARI VAR MI?   HAYIR.

                         AKP ANAYASASI ONU DA ENGELLEMİŞ; “KURULUN KARARLARI  KESİNDİR” DİYOR.



                        YANİ TAM BİR “YALAN”. ORTADA NE TOPLU SÖZLEŞME VAR. NE UZLAŞMA OLMAZSA GREV HAKKI VAR. NE UZLAŞMA VAR. NE DE YARGIYA GİDEBİLME HAKKI VAR.



                        AKP  ANAYASASINDA BUNUN ADI “TOPLU SÖZLEŞME” OLUYOR.



ÜSTELİK “GREV HAKKI DA” KESİNLİKLE YER ALMIYOR. SÖZÜ BİLE EDİLMEMİŞ.



VE DAHASI DA VAR. “MEMURLARIN MALİ HAKLARI, ÖZLÜK HAKLARI” ESKİDEN YASA İLE DÜZENLENİRKEN, YANİ GÜVENCE ALTINDA İKEN,  YENİ DEĞİŞİKLİK İLE ARTIK “TOPLU SÖZLEŞME” İLE DÜZENLENİYOR. YANİ İKTİDARIN KURDUĞU VE YARGIÇ DENETİMİNE DE  BAĞLI OLMAYAN  “HAKEM KURULUNUN” İKİ DUDAĞININ ARASINA BIRAKILMIŞ.



SİZ BUNA GELİŞME Mİ DİYORSUNUZ? İYİLEŞTİRME Mİ DİYORSUNUZ? HAK TANINMIŞ MI DİYORSUNUZ?

YOKSA TESDÜF MÜ ZANNEDİYORSUNUZ? YA DA BECERİKSİZLİK Mİ DİYORSUNUZ?     NE DİYORSUNUZ?

 



14) AKP  “ÇOCUKLARI CİNSEL İSTİSMARDAN KORUDUĞUNU” SÖYLÜYOR



                        ANAYASA AYNEN ŞÖYLE BİR DÜZENLEME GETİRMİŞ. “DEVLET, HER TÜRLÜ İSTİSMARA VE ŞİDDETE KARŞI ÇOCUKLARI KORUYUCU TEDBİRLERİ ALIR”.



                        PEKİYİ BU DÜZENLEME OLMAZSA, “DEVLET ÇOCUKLARI İSTİSMARA VE ŞİDDETE KARŞI” KORUYAMAYACAK MI? ENGEL Mİ VAR?

                       

                        SOKAKTA YAŞAYAN VE ÇALIŞTIRILAN 240 BİN ÇOCUK BU MADDE İLE SOKAKLARDAN KURTULUYOR MU? BU KORKUNÇ DURUMUN NEDENİ, BU MADDENİN OLMAMASI MIDIR ?



                        ANAYASADA ZATEN 41. MADDEDE “ÇOCUKLARI KORUR” DİYE BİR DÜZENLEME YOK MU? BUNUN YENİ GETİRİLENDEN FARKI NE?



                        HAYIR HİÇ BİR FARKI YOK. AMAÇ ZATEN “YENİ BİR HAK GETİRİYORMUŞ” GİBİ YAPMAK. VE GÖZ BOYAMAK. ESAS AMACI SAKLAMAK. YANİ AKP TEMSİLCİLERİNİN SÖYLEDİKLERİ GİBİ “HAPI HAZIRLAMAK”.



                        ÖYLE BİR HAZIRLAMAK Kİ, HAPI KOLAYCA YUTABİLELİM.



KALDI Kİ TÜRKİYE, TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERLE, ÇOCUKLARI ÇOK DAHA KAPSAMLI KORUMAK ZORUNDA OLDUĞU HALDE, BU DEĞİŞİKLİKLE SANKİ BU HAKLAR İLK DEFA TANINIYORMUŞ GİBİ GÖSTERİLMEKTEDİR. YANİ ASIL BU YOLLA KADINLAR VE ÇOCUKLAR OY AVCILIĞI YAPILARAK İSTİSMAR EDİLMEKTEDİR.





15)  AKP “KAMU DENETÇİLİĞİNİ” GETİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR



                        AKP ANAYASASI ŞÖYLE DİYOR; “KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU İDARENİN İŞLEYİŞİYLE İLGİLİ ŞİKAYETLERİ İNCELER”.



                        BU KADAR. TABİİ BİR DE “İKTİDAR PARTİSİ ÇOĞUNLUĞUNUN TEK BAŞINA SEÇECEĞİ” GETİRİLMİŞ.



SAKIN BU DEĞİŞİKLİKLE, KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNUN YETKİLERİ, KAPSAMI VE BAŞDENETÇİNİN SEÇİMİ İKTİDAR ÇOĞUNLUĞUNA BIRAKILARAK, ÖZERK KURUMLAR VE İDARE ÜZERİNDE BASKI KURABİLECEK BİR TÜR PARTİ MÜFETTİŞLİĞİ KURUMU OLUŞTURULUYOR OLMASIN?  YANİ BÜROKRATIN DENETLENMESİ DE İKTİDAR PARTİSİNE BIRAKILIYOR OLMASIN?.



                        PEKİYİ KURUMUN YETKİLERİ, GÖREVLERİ?  BUNLARIN HİÇBİRİ ANAYASADA YOK.

                        ÖRNEĞİN NE ZAMAN BAŞVURULUR? KARARLARI YARGI İLE ÇATIŞABİLİR Mİ?  ÇATIŞIRSA NE OLUR?



                        ŞİKAYETLERİ İNCELER İNCELEMESİNE DE, SONRA NE YAPABİLİR?



                        PEKİYİ AKP İKTİDARI NEDEN BUNLARI DÜZENLEMEMİŞ? ACABA UNUTMUŞ MU? OYSA DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİNDE DE, EN ÇOK SIKINTI YARATACAK KONULAR BUNLAR. VE ANAYASA'DA BUNLARA ÇÖZÜM GETİRİLMESİ GEREKİR. ACABA AKP İKTİDARI, TÜM BU KONULARI VE DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ VE UYGULAMALARI BİLMİYOR OLABİLİR Mİ?



                        BU DENLİ “YETERSİZ BİR DÜZENLEMEYİ” SAKIN BİLEREK, İSTEYEREK GETİRMİŞ OLMASIN? YANİ DİĞER MADDELER GİBİ, SADECE “DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN” DÜŞÜNCESİ İLE GETİRİLMİŞ OLMASIN?

                       

SAKIN BU HALİ İLE KAMU DENETÇİSİ SADECE İŞLERİN YAVAŞLAMASINA NEDEN OLAN, VATANDAŞ-İDARE ANLAŞMAZLIKLARINDA YARGIYA GİDİŞİ BİR SÜRE ERTELEYEN BİR KURUM OLMASIN?



YANİ  ESAS  AMAÇ “YENİ BİR HAK GETİRİYORMUŞ” GİBİ YAPMAK VE GÖZ BOYAMAK OLMASIN. YANİ AKP TEMSİLCİLERİNİN SÖYLEDİKLERİ GİBİ “HAPI HAZIRLAMAK” OLMASIN.





16) AKP ANAYASASI, “EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY” GETİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR



                        AKP ANAYASASI ŞÖYLE DİYOR; “HÜKÜMETE İSTİŞARİ NİTELİKTE GÖRÜŞ BİLDİRMEK ÜZERE EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY  KURULUR”.



                        ŞİMDİ BURADA “YENİ BİR KURUM MU” KURULMUŞ ? KESİNLİKLE HAYIR.

                        EKONOMİK SOSYAL KONSEY ZATEN VAR. BAKAN İSTEDİĞİ ZAMAN TOPLANIYOR, İSTEMEDİĞİ ZAMAN TOPLANMIYOR. VE BU KONUDA HİÇBİR YETKİSİ YOK.



                        PEKİYİ   AKP   ANAYASASINDA BU DEĞİŞİYOR MU? O DA HAYIR.

                       

                        GÖRÜŞ BİLDİRMEKTEN ÖTE BİR GÖREV YA DA YETKİ VERİLMİŞ Mİ? ONA DA HAYIR



                        PEKİYİ AKP İKTİDARI NEDEN BUNLARI DÜZENLEMEMİŞ? ACABA UNUTMUŞ MU? ACABA AKP İKTİDARI, TÜM BU KONULARI VE DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ VE UYGULAMALARI BİLMİYOR OLABİLİR Mİ?



                        BU DENLİ “YETERSİZ BİR DÜZENLEMEYİ” ANAYASAYA KOYMUŞ OLMANIN BİR ARTISI VAR MI? KESİNLİKLE HAYIR.



                        O HALDE SAKIN BİLEREK, İSTEYEREK YAPMIŞ OLMASIN? YANİ DİĞER MADDELER GİBİ, SADECE “DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN” DÜŞÜNCESİ İLE GETİRİLMİŞ OLMASIN?

                        YANİ  ESAS AMAÇ “YENİ BİR DÜZENLEME GETİRİYORMUŞ” GİBİ YAPMAK VE GÖZ BOYAMAK OLMASIN. YANİ AKP TEMSİLCİLERİNİN SÖYLEDİKLERİ GİBİ “HAPI HAZIRLAMAK” OLMASIN.    



17) AKP, “KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINI SAĞLADIĞINI” SÖYLÜYOR



            KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL.

TELEFON VE ORTAM DİNLEMELERİNİ OLAĞAN HALE GETİREREK, ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ AYAKLAR ALTINA ALAN BİR İKTİDAR, KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINDAN SÖZ EDEREK, HALKIMIZLA ALAY ETMEKTEDİR.



ÇÜNKÜ AYNI AKP İKTİDARI,  “KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU” ADI ALTINDA HAZIRLANAN VE  TBMM ADALET KOMİSYONU’NDA BEKLEYEN YASA TASARISINDA; “ÖZEL NİTELİĞİ OLAN KİŞİSEL VERİLER, KİŞİLERİN, IRK, SİYASİ DÜŞÜNCE, FELSEFİ İNANÇ, DİN, MEZHEP VEYA DİĞER İNANÇLARI, SAĞLIK VE ÖEL YAŞAMLARI VE HER TÜRLÜ MAHKUMİYETLERİYLE İLGİLİ KİŞİSEL VERİLERİ”, BAKANLAR KURULU’NUN ATADIĞI 7 KİŞİLİK BİR KURULUN İZNİNE BAĞLAMAKTADIR.



YANİ KİŞİLERİN İŞLENMESİNE YANİ “FİŞLENMESİNE” OLANAK TANIYAN YASA, AKP İKTİDARININ AÇIK AMACINI ORTAYA KOYMAKTADIR.



AKP İKTİDARI, TELEFON DİNLEMELERİNİ, FİŞLEMELERİ,  TEKNİK İZLEMELERİ, GİZLİ TANIKLIĞI OLAĞAN HALE GETİREN TÜM YASALARI YAPMADI MI?  DİNLEMELERİ SADECE “BAŞBAKAN TARAFINDAN ATANAN BİR TELEKOMÜNİKASYON BAŞKANINA” BIRAKAN YASAYI YAPMADI MI? BU YASA ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLMESİNE KARŞIN, “O KİŞİYİ” HALEN GÖREVDE TUTMADI MI?

YOKSA BU ÇELİŞKİLER SADECE TESADÜF MÜ? 



YA DA TÜM BUNLARI YALANLAYAN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ?



18) AKP, 12 EYLÜL DARBECİLERİNE YARGI YOLU  AÇIYOR  MU?



BUGÜN ARTIK SADECE SİMGESEL BİR ANLAM TAŞIYAN GEÇİCİ 15NCİ MADDEYİ KALDIRMAK, 12 EYLÜL DARBECİLERİNE YARGI YOLU AÇMAYACAKTIR. ÇÜNKÜ GEÇİCİ 15. MADDE BİR TÜR SORUMSUZLUK GETİRMİŞ. BU “DOKUNULMAZLIKTAN” FARKLI BİR DÜZENLEME. YANİ O DÖNEMDE YETKİ KULLANANLARIN SORUMSUZ OLDUKLARINI  SÖYLÜYOR. BİR ANLAMDA “GENEL AF” GİBİ, TÜM SONUÇLARI YANİ CEZAYI KALDIRAN BİR DÜZENLEME.



BU NEDENLE DAHA SONRA ÇIKARILAN BİR DÜZENLEME İLE “TEKRAR SORUMLULUK” GETİRMEK MÜMKÜN DEĞİL.



ZATEN BU NEDENLE AKP YÖNETİCİLERİ, “ONLARA BİR ŞEY YAPAMASAK DA” DİYORLAR. AMA HEMEN ARDINDAN DA “12 EYLÜL'LE HESAPLAŞIYORUZ” YALANINI SÖYLÜYORLAR. ÜSTELİK 28 ŞUBAT’I YAPANLAR, 27 NİSAN E-MUHTIRASINI VERENLER, BÖYLE BİR KORUMANIN ALTINDA DEĞİLKEN, BAŞBAKANLA “DOLMABAHÇE'DE SIRDAŞ OLARAK” YAŞAMLARINI SÜRDÜRMÜYOR MU? KENDİLERİNE SAĞLANAN OLANAKLARDAN YARARLANMIYOR MU? ONLAR İÇİN BÖYLE BİR KORUMA YOK İKEN, AKP ONLAR İÇİN NE YAPTI?



AMA İŞ HALKI KANDIRMAYA GELİNCE “ANAYASA'YA EVET ÇIKARSA, 12 EYLÜL İLE HESAPLAŞACAĞIZ” YALANI! 



KALDI Kİ CHP, BU SORUMSUZLUK ENGELİNİ AŞMAK İÇİN BİR “GEÇİCİ MADDE” ÖNERMİŞTİ. BU ÖNERİ BELKİ “MUTLAK SORUMSUZLUK ENGELİNİ” AŞAMAYACAKTI, AMA EN AZINDAN “ADI SANI BELLİ OLMAYAN BİR ÇOK KİŞİNİN” DEĞİL ANCAK “BELLİ SORUMLULARIN” YARGILANABİLMELERİ İÇİN BİR ÖNERİ İDİ.

AMA NE OLDU? CHP'NİN BU ÖNERİSİ TBMM'DEKİ GÖRÜŞMELERDE AKP'NİN OYLARI İLE REDDEDİLDİ.



ACABA BU BİR “TESADÜF MÜ” DERSİNİZ? YOKSA AKP BUNU BİLE BİLE  Mİ YAPTI? 

AKP GERÇEKTEN DE “DARBELER” İLE DARBECİLER İLE HESAPLAŞMAK MI İSTİYOR, YOKSA SADECE BUNDAN OY KAZANMAK MI İSTİYOR? SİZ NE DERSİNİZ?



19)  AKP  ANAYASASI, TEMEL SORUNLARA ÇÖZÜM GETİRİYOR MU?



KESİNLİKLE HAYIR.



21. YÜZYILDA TÜRKİYE'YE KILAVUZLUK EDECEK ÇAĞDAŞ BİR ANAYASA METNİNİN, İLK OLARAK, ÇAĞDAŞ NİTELENDİRMESİNİ HAK EDEN, DEMOKRATİK HUKUK DEVLETLERİNİN YER VERMESİ GEREKEN KURUM, KURAL VE GÜVENCELERE YER VERMESİ GEREKLİDİR. 



                        ANCAK BU YETERLİ DEĞİLDİR. AYRICA ÜLKENİN KENDİ KOŞULLARINDAN, KENDİ TOPLUMSAL İHTİYAÇLARINDAN DOĞAN KURUM VE KURALLARA DA YER VERMESİ ZORUNLUDUR.



                        OYSA AKP ANAYASASI BUNLARA YER VERİYOR MU?  HAYIR. KESİNLİKLE BUNLARIN HİÇBİRİNE YER VERMİYOR.





20)  ÖRNEĞİN AKP ANAYASASI  ASKERİ  YARGITAY'I  KALDIRMIYOR



                        AKP ANAYASASININ, ÇAĞDAŞ, DEMOKRATİK ÜLKELERİN UYGULAMALARINA GÖRE HAZIRLANDIĞINI İDDİA EDİYORLAR. AMA ÖRNEĞİN ASKERİ YARGITAY KALDIRILMIYOR, ASKERİ MAHKEMELERİN KARARLARININ ASKERİ YARGITAY YERİNE YARGITAY”IN ÖZEL BİR DAİRESİNE GİTMESİ SAĞLANMAMIŞ.

                        PEKİYİ NEDEN DERSİNİZ ? SORUN “BİLGİSİZLİK Mİ” ACABA, YOKSA BAŞKA BİR ŞEY Mİ?





21) ÖRNEĞİN AKP  ANAYASASI, HSYK KARARLARINI DENETİME AÇMIYOR



KESİNLİKLE AÇMIYOR.



OYSA HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU'NUN TÜM KARARLARININ DENETİME AÇILMASI, TÜM HUKUKÇULAR TARAFINDAN İSTENEN BİR DÜZENLEME İDİ. VE 1961 ANAYASASINDA “İDARİ GÖREVLERİ BULUNAN HSYK’NIN TÜM KARARLARI YARGI DENETİMİNE BAĞLI İDİ”.



BUGÜNE KADAR, TÜM KARARLARIN YARGI DENETİMİNE BAĞLI OLMASI GEREĞİ, HEM HUKUKÇULAR, HEM BİZZAT YARGI MENSUPLARI TARAFINDAN, HEP DİLE GETİRİLDİ.             

                       

OYSA AKP  ANAYASASINDA, BU YOK. SADECE “İHRAÇ KARARLARI” YARGI DENETİMİNE BAĞLANMIŞ, DİĞER TÜM ATAMA, TERFİ, YER DEĞİŞTİRME, SORUŞTURMA İZNİ, SORUŞTURMA GİBİ KARARLAR,  YARGI DENETİMİ DIŞINDA KALMIŞ. 

                       

ACABA BASİT BİR UNUTKANLIK MI ? YOKSA BİLGİSİZLİK Mİ? YOKSA BAŞKA BİR NEDENİ VAR MI?

                       

BU DENLİ “YETERSİZ BİR DÜZENLEME” SAKIN BİLEREK, İSTEYEREK GETİRİLMİŞ OLMASIN?

                       

ADALET BAKANININ, YANİ YÜRÜTMENİN YARGI ÜZERİNDEKİ BASKISINI DEVAM ETTİRMEK İÇİN UNUTULMUŞ(!)  OLMASIN







22) AKP ANAYASASI, YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMUNU NEDEN DÜZENLEMEMİŞ? 

                       

            BUGÜNE KADAR AKP TEMSİLCİLERİ HER ZAMAN “YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUNDAN”  ŞİKAYETÇİ  İDİLER. HER ZAMAN “YÖK” ÜN KALDIRILMASINI, ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERDE BÖYLE İŞLEYEN BİR KURUMUN OLMADIĞINI SÖYLÜYORLARDI.

                       

OYSA YENİ ANAYASA DÜZENLEMESİNDE HİÇ BİR ŞEY YOK. ACABA BASİT BİR UNUTKANLIK MI?

                       

            YOKSA “NASIL OLSA ARTIK ELE GEÇİRDİK” MANTIĞININ BİR UZANTISI MI?   



23)  AKP ANAYASASI, CUMHURBAŞKANININ İŞLEMLERİ KONUSUNU DA UNUTMUŞ



            AKP İKTİDARI, 2007 YILINA KADAR “CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİN FAZLALIĞINDAN” ŞİKAYET EDİYORDU.



            ANCAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE, BU KONUYU TAMAMEN UNUTMUŞ GÖRÜNÜYOR. HATTA CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİ ÇOK DAHA ARTTIRMIŞ.

                       

NASIL MI ARTTIRMIŞ? ANAYASA MAHKEMESİNE “KENDİ BAŞINA” SEÇTİĞİ ÜYELERİN SAYISINI ÇOĞALTMIŞ. ESKİDEN 11 ÜYEDEN 4 TANESİNİ (3 ÜYE DOĞRUDAN +  1 ÜYE YÖK'TEN) ATARKEN, ŞİMDİ BU ÜYELERİN SAYISI YEDİ (7) YE ÇIKARTILMIŞ.



                        HANİ CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ ÇOK FAZLA İDİ? HANİ BU YETKİLERİ İLE BİR  “VESAYET KURUMU” OLURDU? 



                        ACABA YİNE “NASIL OLSA ARTIK ELE GEÇİRDİK” MANTIĞININ BİR UZANTISI MI?



24)  AKP ANAYASASINDA “KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZ” UNUTULMUŞ



                        AÇILIM YAPTIK DEDİLER, İLK ÖNCE KENDİ YANDAŞLARI İLE TOPLANTILAR DÜZENLEDİLER.

                        SONRA “KÜRT AÇILIMI”NDAN VAZGEÇİP  “BİRLİK, BERABERLİK AÇILIMI” DEDİLER.

                        İÇERİĞİNİ SORDUK, HİÇ SÖYLEMEDİLER,

                        “HABUR'DA GÖRECEKSİNİZ AÇILIMI” DEDİLER. VE “HABUR”DA AÇILIMI BAŞLATTILAR. YARGIÇLARA BASKI YAPIP “SAHRA MAHKEMELERİ” KURDULAR.

                        BAŞBAKAN “HABUR'DA ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLUYOR” DEDİ.

                       

                        BU AÇILIM OLMAZSA “DEMOKRASİ YOKTUR” DEDİLER. “AÇILIMA DESTEK VERMEZSENİZ İKİ CİHANDA LEKELİSİNİZ” DEDİLER.



                        VE YAPTIKLARI ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE KÜRT VATANDAŞLARIMIZLA İLGİLİ TEK CÜMLE BİLE KOYMADILAR. ONLARI UNUTTULAR.

                       

                        PEKİYİ BU NASIL DEMOKRATİK VE ÇAĞDAŞ BİR ANAYASA ?





25)  AKP ANAYASASINDA, “ALEVİ YURTTAŞLARIMIZ” DA UNUTULMUŞ



                        SAYISIZ AÇILIM YAPTILAR, TOPLANTILAR DÜZENLEDİLER. ALEVİLERİN TALEPLERİNE KARŞILIK VERECEKLERİNİ SÖYLEDİLER.



                        AMA UNUTMUŞLAR. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE “ALEVİLERLE” İLGİLİ TEK SATIR YOK. BİR TEK HAK YOK. NE “ZORUNLU DİN DERSİ”, NE DE BAŞKA BİR HAK. ACABA UNUTTULAR MI DERSİNİZ?

                       

                        YOKSA BU NASIL ÇAĞDAŞ VE DEMOKRATİK BİR ANAYASA?



                       

                        ŞİMDİ BİR KEZ DAHA DÜŞÜNELİM.

                        YUKARIDA SÖYLEDİKLERİMİZ DOĞRU DEĞİL İSE,

                        ELEŞTİRİLERİMİZ HAKLI DEĞİL İSE,

                        UNUTULANLARIN GERÇEKTEN UNUTULDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZ,               ANAYASA'YA “EVET” VERİN,

                       

                        AMA SÖYLEDİKLERİMİZ DOĞRU İSE, ANAYASAYA “HAYIR” VERELİM.



                        OYLARIMIZ     “HAYIR'LI”     OLSUN.